31 Aralık 2012 Pazartesi

YENİDEN (2000'lerden) - Can ÇINAR

Yaşamı Keşfederken

Kutupta
kar altında
en aydınlık günümde
gördüm seni
ve sende sevgiyi.

Tipide uçuşan
kardelen saçlarında
gecenin feneri
ışıklı bakışında
gördüm seni
ve sende güneşi.

Gecenin karanlığı
erimedeyken üstümde
yosunlu yeşiliyle
çırpışan yüreğimde
buldum seni
ve sende iyiyi.

Ürkek bir kelebek
uçar gelir dağlardan
konar gülün dalına
titreyen kanadında
gizemli gözlerinde
buldum seni
ve sende güzeli.

Can ÇINAR
 

Yeniden

Toprağı keşfettim bugün, yeniden…
Güneş düşüyordu üzerine,
Yaşam fışkırıyordu ışıklarından,
Çiçekte tohumdu, yaprakta çiğ,
Yeşilde nemdi…

Hava bulut kokuyordu
Apak ve yumuşak…
Suya değdi ellerim,
Titredim.

Yüreğim çarptı bugün, yeniden…
Sevmelerdi çağıran.
Toprak, güneş, hava, su…
Bir ben vardım arasında,
Bir de sen.

Can ÇINAR
 

Özlenen

Gök maviden
yeşil bir denizde,
hanımelinden çıkıp
yosun kokusuna
bulanmışsa aşk;

ayrılık sızlatır
taş yürekleri bile,
kavuşmaktır özlenen
gün günden ötede. 

Can ÇINAR
 

Sevgi biter mi?

Sevgi biter mi?
Başlangıçsız bir sonsuzluktan mı kalmadır yoksa?
Kanadı kırık bir kalp, ucu bucağı yok bir hayat,
nereden nereye gider evrile devrile?

Gün essin, ışıldasın;
güneşsin ısıtırsın yansıyan derinleri.

Yanar söner köpükler, denizin dalgasında,
bir buluttur düşer bembeyaz.
Kimbilir ne düşler?
Biliriz, ama varmaz dilimiz.

Can ÇINAR, 23 Mayıs 2012, Deniz üstü
 

Gelincik

 Öyle narindir ki bir gelincik,

üflesen yok olur, 
kıyamazsın.

Kelebektir seven yürek,
rengarenk,
dokunursan uçamazsın.

Can ÇINAR
 

Babamdın…

Babamdın, baba adamdın.
Seninle başladı hayat, sabrımız varlığındı. 

Senden öğrendik, hepimiz :
Değerin para, kazancın emeksiz olmadığını.

Seninle anladık:
Doğrunun adalet, yokluğun eşitlik olduğunu.

Babamsın, baba adamsın.

Can ÇINAR,
17 Haziran 2012, İstanbul 
 

Can kırığı


 


 

 

 
Koca bir cangılın ortasında,
kavuşamayınca ellerine sevgilinin,
öksüz kaldı, kırıldı can.

Kırık bir kanatla uçulmaz ki deniz üz’re.
Acımasızdır yalnızlık, severken hele.

Can ÇINAR

DUR

- Bir günün içinden ne geçer?
- Güneş geçer, 
ışık geçer, 
hayat geçer.
 
Hepsinin içinden sevgi geçer, 
can geçer, 
bir kırık kalp geçer.
  
- Ya bir gecenin üstünden?
- Yeni bir gün geçer, 
ay geçer, 
yaş geçer.
 
Uykudaysan hâlâ, 
anlaşılmaz, 
bir koca ömür geçer.

Can ÇINAR,18 Eylül 2012,İstanbul

ELLİYE DOĞRU

Eğri miydi? Doğru mu? Elde miydi? Bilmem.
Ama artık elli. Ner’deyse, eli kulağında çoktan.

Yarısı, bir koca asrın, o da koca bir hayat.
Peki ya sonrası? Diğer yarısı?

Gidenler getirir kalanını;
geçenler geçti mi gerçekten?
Bize kalan kıssadan kısa hisseler,
görebilen gözlere, seçici zihinlere.

Can ÇINAR, 17 Ekim 2012, İstanbul
  

NEYZEN’le

 
Bu ne?” dedim; “ney” dedi.
Üfledi, “hey” dedim.
Gözüm gönlüm açıldı; 
Yaşamak güzel şey” dedi.

Can ÇINAR, 16 Aralık 2012, İstanbul
 

ELLİ NE Kİ?


 
Elli ne ki, sonsuzun ortasında;
aslı, asrın ufak bir yarısı…
Geride kalan; koca bir dün,
miras değil ödünç bugün.

İki yudum sevgi, çağıldayan,
çıkarsız, insana, insanca…
Birikmiş kocaman bir öfke
onursuz yalanlara,
utanmazca talana.

Allı güllü bir sevdayı
büyütüp dünden bugüne,
katışıp dostluğa
taşımak yarına…
İyi ki…

Elli ne ki?

Can ÇINAR,
16-17 Ekim 2013, 
Eskişehir-İstanbul yolu…


 




 


 




 



 





 


 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder