Bir Sevda Öyküsü
Herhangi bir zamanherhangi bir yerdegeçti bu öykü.Bambaşka bir zamanbambaşka bir yerdegeçecek belki de.“…Güzelim bir kızdayanılmaz bir sevdayla sevdibir erkeği.O erkek ki,her insandan daha çokseverdi tüm insanları;düşmanlarından başka.Düşmanlarıdüşmandı çünkü tüm insanlara.Erkekkıvranıp dururken
düşünmekten
‘nasıl ayırmalı’ diyeSevdayı sevdalardan;seviverdi apansızgüzellerin güzeliAslı’yı, Nergis’i, Asya’yı, Şirin’i.Zamanlar kovaladı zamanları.İki karşıt bir oluncasamanlık seyran olur, amaasıl olan gelişmedir yaşamda.Şimdiikisi de seviyorsaygıylatüm insanları,düşmanlarından başka.…”Biz,öğrendik ki;paylaşılan bir sevgidaha bir sevgidirbaşka sevgilerden.
Can ÇINAR, Haziran 1984
SEVMEK
Hayat kendini yenilemekse eğeraşmaksa en yüksek tepelerigeçmekse en derin nehirleri
boğulmadan
seni sevmek de bir tükeniştir belki
yeniden üreterek kendimizi.
Can ÇINAR, Ağustos 1984
...
yalnızlıkkarlı bir denizin girdabındakanatır gibi burar yüreğimikıyıdaeşsiz sessizliğiyle çırpışan dalgalarınşarkısını mırıldanandev kanatlı albatrosen gizemli haşmetiylekimi çağırır?tahta bir masanınparıldayan solgun yüzündemürekkep lekelerikimliksiz bardaklarındibine çöreklenmişüç beş çay tanesiiçinden baharın geçtiğisoluk iki karanfilyüzüme bakarakkimi çağırır?karalanmış onlarca tomarkağıdın sırtından yansıyanhüzünlü yunan ezgilerive kulaklarımduvarda yeşili geçmişçiçeklerin ortasında ak parmaklıklariçinde binlerce kıvrımınkanını akıtarak işleyenbeynimve dudaklarımseni çağırır.
Can ÇINAR, Aralık 1985
BİR DEMET GÜL
Bir gül gördüm bugünpembe, goncadan bir gül.Mayıs karanfillerikızıllığındayanakları,ipek böceği kozasınarinliğindetay boynuyılların emeğinin pesleyemediğiçocuk sesiylebir gül gördüm bugünpembe, goncadan bir gül.Bir demet gül derdim bu gecepembesinden, goncasından bir demet gül.***Bir demet gül,hüzünlü yüz günü,yüz güzel günügün gündengeçerek geçenyüz hüzün gününügüneşli yüz güneyüz hüzünlü günegünü gündengeçirmeden geçmek içinyüz güzel günebir demet gül derdim bu gece,pembesinden goncasından bir demet gül.
Can ÇINAR, Mayıs 1987
İKİMİZ
Ardımdakoca bir denizmaviden beyazkara bir denizGemileri yanmışuçsuz bir denizdalgaları küldenengin bir denizCoşkun yakamozlarıkaranlık bir denizay ışığından parlakperili bir denizİçinde benliğimkurutulmuş denizgelecek yağmurdaben ve denizikimiz.
Can ÇINAR, Ağustos 1987
YANILSAMA
Kara-kırık düşlerimdenkaldırıp uyardığındagüneş benikoşacağım sanakucaklamayaüstümdeen mavi gömleğimiçimdekilitlenmiş yüreğim.Sislerin ortasındabir şarkı duyar dadinlemeye durursanbir gecesöylenmiş türkülerinunutulmuş notalarındabul beni.Kurutulmuş topraklarınsüslü kaktüsleri arasındasolgun karanfillerseçerse özlemli gözlerincoşmaya durmuş volkanlarınyalımları içindeunutma sakınara beni.
Can ÇINAR, Ağustos 1987
Kedicik Büyüdü Artık
Hani bir kedi vardı duvarın üzerindeGelir sokulurdu yanımıza, sevgi arardı;Hani doğulu delikanlı çay getirirdiSen şekersiz içerdin, ben şaşardım.Acıydı çay, hava temizdiBir rüzgar eserdi akşamüstü güneydenYosun kokusunu bırakırdı masamıza.Sen karşıda, ben karşındaBakışır konuşmazdık ama doluyduk.Hep söylenecek şeyler vardı, söylenmezdi;Gözlerim gözlerinde durmaz bakardık.Bilirdik dürüst olmak gerektiğini, olamazdık.Birlikte türküler söylerdik, yalnız değildikHep sevdiklerimiz olurdu masalarda,Konuşur ve hep coşardık.Severdik sevgiyi, dostça sevmeyiUzaktı doruklar ulaşamazdık.Kedicik yuvarlandı duvardan, büyüdü artıkNe sevgiler yaşadı genç ellerin arasında,Delikanlı yok artık, uzakta şimdi;Sen hâlâ şekersiz içiyorsun çayını,Bense hâlâ şaşıyorum güneşin batışına.Yosun kokusu gelmiyor artık,Sevgilerden yer kalmadı masalarda;Ben hâlâ bakıyorum konuşmadan,Hep söyleyecek bir şeyler var susuyorumGözlerin gene gözlerimde ve ben susuyorum.
Can ÇINAR, 1 Mart 1988, Göztepe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder